İnme, beyin kanaması ya da kafa travması gibi nedenlerle vücudun bir yarısında felç oluşması hemipleji olarak tanımlanıyor. Bu durum sadece kasların değil, konuşma, yutma, denge ve bilişsel becerilerin de etkilenmesine neden olabiliyor.
Kas erimesi olarak da bilinen müsküler distrofi, ilerleyici bir kas hastalığı olarak hem çocuklarda hem de genç erişkinlerde ciddi fonksiyon kaybına neden olabiliyor. Genetik kökenli bu hastalığın henüz kesin bir tedavisi bulunmasa da fizik tedavi ve rehabilitasyon süreciyle yaşam kalitesi korunabiliyor, kas kaybı yavaşlatılabiliyor.
Felç, inme, beyin hasarı, omurilik yaralanmaları ya da sinir sistemi hastalıkları… Bu tanılar yalnızca sağlık sorunları değil, aynı zamanda günlük yaşamla bağın ciddi şekilde zayıfladığı nörolojik durumları temsil ediyor. Ancak doğru zamanda başlanan profesyonel rehabilitasyon, hastaların yaşamına yeniden hareket, denge ve umut kazandırabiliyor.
İnme veya travma sonrası vücudun bir yarısında felç gelişmesine yol açan hemipleji, kişinin günlük yaşamla kurduğu bağı ciddi şekilde sınırlar. Ancak gelişen nörolojik rehabilitasyon teknikleri sayesinde, beyin hasarına rağmen yeniden yürüme ve fonksiyonel bağımsızlık kazanmak artık mümkün.
Serebral palsi tanısı konan çocuklar için erken dönemde başlatılan rehabilitasyon tedavileri, yaşam kalitesinde büyük fark yaratıyor. Doğum sırasında ya da erken çocukluk döneminde yaşanan beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan bu durum, çocuklarda hareket, denge ve motor fonksiyon bozukluklarına neden olabiliyor.
Konya’da rehabilitasyon hizmeti sunan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Muhammed Şahin, müsküler distrofi hastalarında amaçlarının kayıpları önlemek değil, süreci yavaşlatmak ve hastayı mümkün olan en uzun süre bağımsız tutmak olduğunu belirtiyor.
Omurgada meydana gelen yana doğru eğrilik olarak tanımlanan skolyoz, bireylerin duruş sağlığını ve yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebiliyor. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda ve ergenlerde görülen skolyoz, ilerlemeden fark edilip doğru bir tedavi süreci ile kontrol altına alındığında başarılı sonuçlar elde edilebiliyor.
Motor nöron hastalıkları, sinir sistemi üzerinde ciddi etkiler yaratarak kaslarda güç kaybı, hareket kısıtlılığı ve yaşam kalitesinde düşüşe neden olabiliyor. Ancak günümüzde geliştirilen rehabilitasyon yaklaşımları sayesinde motor nöron hastalarında fonksiyonel iyileşme sağlamak artık daha mümkün hale geliyor.
Sinir sistemi hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkan hareket kısıtlılıkları ve kas güçsüzlükleri, günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebiliyor. Özellikle felç, beyin hasarı, omurilik yaralanmaları ve Parkinson hastalığı gibi nörolojik problemler, hastaların bağımsız hareket etme yetisini azaltabiliyor. Bu noktada nörolojik rehabilitasyon, hastaların hem fiziksel hem de psikolojik iyileşme süreçlerinde önemli bir rol üstleniyor.
Kalça protezi ameliyatı, ileri derecede kireçlenme, eklem dejenerasyonu veya travma sonrası kalça eklemi işlevini yitiren hastalara uygulanan başarılı bir cerrahi yöntemdir. Ancak bu operasyon sonrası kas gücü kaybı, yürüme güçlüğü ve eklem sertliği gibi sorunlar görülebilir. Rehabilitasyon ise ameliyat sonrası sürecin vazgeçilmez bir parçası olarak, hastaların günlük yaşama daha hızlı ve güvenli şekilde dönmesini sağlar.…
Read more
